Suyun içindeki mikroorganizmal yaşamın kontrolü için suyun dezenfekte edilmesi şarttır. Dezenfeksiyon işleminin, bir bir hayli şekilde gerçekleştirilmesi mümkündür. Ancak, en geniş olarak klorlama ve ultraviyole dezenfeksiyon sistemleri kullanılmaktadır. Klor, bir zamanlar beri en yaygın kullanılan dezenfektandır. geniş kullanımında klorun adi bir dezenfeksiyon sistemi olmasının yanısıra, mihman etkiye sahip olması da ciddi bir etkendir.
Klor, suya karıştırıldığı anda, suyun içindeki kimi örgensel maddeler ve pahal metallerle reaksiyona geçer. tüm reaksiyonlar meydana geldikten sonra, 0.5 mg/lt azade kalıntı klorun suda bırakılması, nihai kullanma noktasına denli mikroorganizmal faaliyeti önleyecektir. ancak klorlama yapıldıktan sonra rastgele bir noktada, erkin bakiye klorun hareketli karbon dizge vasıtası ile sudan alınması, arıtma sistemi sonrasında yayılma mikroorganizmal kirlenmeye peyda hale getirecektir. Klorlanmış su, etkin karbon sistemden geçirilse bile, 0,1 mg/lt bakiye klorun by-pass edilmesi tavsiye edilir. Ancak, klorun, suyun içindeki bir öğür uzvi maddelerle birleşerek, sima sağlığına kötü kanserojen kimyevi bileşiklerin (trihalometan, kloroform vb.) oluşumuna sebebiyet verdiği bilinmektedir. Klor kullanımı kontrolsüz yapıldığı takdirde bu tıp kimyasalların oluşumu mümkündür. Bu sebepten dolayı, suyun dezenfeksiyonu üzere ayrımlı kimyasalların kullanımı da her sabık gün artmaktadır. fakat günümüzde klor halen, en sık kullanılan dezenfektandır. Suyun dezenfeksiyonu amacıyla kullanılan bir öbür racon ise, Ultraviyole Dezenfeksiyondur. Bu yöntemde, dalgaboyu 254.7 nanometre olan ultraviyole ışınımı kullanılır. Bu ışınım, suyun içindeki mikroorganizmaların, DNA yapısında bozulmaya saika olup, üremeyi engeller. Ultraviyole sistemler, dezenfeksiyon amacıyla, olabildiğince yaygın bir şekilde kullanılmaktadır. fakat bu sistemlerde özen edilmesi gereken konu, sistemin nihai kullanıma olanaklı olduğunca en yaklaşan yere konmasıdır. Ayrıca, sistemden çıkan sutaş bilhassa atmosfere zahir ayrı bir üniteye girmemeli ve bekletmeden kullanılmalıdır. Ayrıca, voltaj düşümleri yahut cazibe kesintilerinde, sistemin bir jeneratör sistemine kapalı olması hayır olacaktır. yalnızca yüzdelik 10'luk bir gerilim düşümü, sistemin etkinliğini % 20 oranında azaltabilmektedir. Ultraviyole sistemlerin, bediiyat olarak görünümü sisli olan sularda kullanılması durumunda, suyun UV birim öncesinde alıngan parçacık ittihaz kabiliyetine malik tortu filtrelerinden geçirilerek bulanıklılığının giderilmesi şarttır. Zira, mikroorganizmalar, yüce partiküllerin ışınımı engellemesi sonucu, UV üniteden zinde çıkabilmektedir. UV ünitelerin ayrıca peryodik bakımı önemlidir. Senede bir kere UV lamba değişimi ve ham su kalitesine sınırlanmış olarak, peryodik olarak kuvars içki temizliğinin yapılması hayli önemlidir. Bu temizliğin yapılmaması, UV ışıma etkinliğini azaltacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder